Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın Yamula Barajı kıyılarında bizzat yerinde takip ettiği kazı çalışmalarında büyük bir fosil hazinesi ortaya çıkarılarak, “Bovid” türü olarak bilinen boynuzlu hayvanların yanı sıra gergedan, zürafa, fil ve “Carnivor” faunasından yırtıcı etçillerin fosillerine ulaşıldı. Başkan Büyükkılıç, Anadolu’nun göbeğinde bulunan fosilleri “Hazine” olarak nitelendirirken, Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Okşan Başoğlu ise, “Müthiş örneklerle karşılaştık” yorumunda bulundu. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin desteklemeye devam ettiği Yamula Baraj Gölü etrafındaki kazı çalışmalarında her geçen gün heyecan verici sonuçlara ulaşılıyor. Kayseri’nin tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkan ve “Doğa Tarihi” konusuna da ayrı bir parantez açarak bilim insanlarını destekleyen Başkan Büyükkılıç, bu desteğini sahada da gösteriyor. Başkan Büyükkılıç, Taşhan ve Çevril bölgelerinin ardından bu kez karşı kıyıda eski Hırka Köyü’nde, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okşan Başoğlu başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarını inceleyerek, bilgiler aldı. 3 sezondur sürdürülen kazı çalışmalarında ilk defa bu kadar yoğun bir fosil grubu ve tür çeşitliliğine ulaşıldığını görmenin mutluluğunu yaşayan Başkan Büyükkılıç, bu durumu bilimsel açıdan “Hazine” olarak nitelendirdi. Yine 7.5 milyon yıl öncesine ait fosillere ulaşıldığını ama bu kez önemli olan noktanın fauna çeşitliliği olduğunu vurgulayan Başkan Büyükkılıç, bilimsel olarak “Bovid” diye tanımlanan ve boynuzlugiller olarak bilinen ceylan ile antilop, zürafa, fil gibi hayvanların yer aldığı fosiller ile yine bilimsel olarak “Carnivor” olarak adlandırılan yırtıcı etçillerin fosillerine ulaşıldığını kaydetti. Geç miyosen döneme ait 7.5 ya da 8 milyon yıl öncesine ait fosillerle ilgili bilim insanların kapsamlı bir çalışma yürüteceğini ifade eden Başkan Büyükkılıç, şöyle konuştu: “Kızılırmak’ın kenarında Yamula bölgesi diye bilinen eski Hırka Köyü’müzdeyiz. Köy, barajın altında kaldığı için de Hırka köyü yukarıya taşındı. Ben her şeyden önce Okşan Hocama ve kıymetli ekibine teşekkür ediyorum. Kültür Bakanlığımıza ve Müzeler Genel Müdürlüğümüze teşekkür ediyoruz. Zaten uyum kültürü içerisinde destekleyerek, dayanışarak bu çalışmaları yapıyoruz. Fedakarca yapılan bir çalışma. Geçen sene daha çok mamutları ve fillerin atasını görüyorduk. Bu sene biraz daha hayvan türlerinin zenginliğini görüyoruz. Değişik hayvanların bir arada kendi açısından barışık olarak yaşadıklarını görüyoruz. Bir bakıma o da bir mesajdır. Farklılıkları, çeşitlilikleri zenginlik olarak görüp birlikte yaşamasını bilme kültürüne bir bakıma mesaj vermiş oluyor. Tabi bu zenginliği sergileyeceğiz. Bu zenginliğe sahip çıkacağız. Tabi kazıldıkça çeşitliliğin artacağı kanaatindeyiz. Buradaki topografik yapı, geçmişten beri ormanlarla ilgili büyük hayvanların yaşadığını bize gösteriyor. Kısacası doğanın tarihi yeniden değerlendirilecek, yeniden yazılacak. Kayserimiz açısından ve uluslararası boyut açısından önem arz ediyor. Bu konuda yaptığımız çalışmaları bir müze anlayışı içerisinde değerlendirmek için zaten biz büyük bir heyecanla o projeyi hayata geçirme yönünde bir irade gösteriyoruz. İnşallah müzemiz zenginleşecek. Yaptığımıza değdi diyeceğimiz bir konuma geldi.” Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Okşan Başoğlu da, “Müthiş örneklerle karşılaştık” ifadesini kullanarak kazılarda gelinen noktanın önemine işaret etti. Bulundukları lokasyonun kazı çalışmaları için çok önemli olduğuna değinen Başoğlu, “Sayın Başkanımıza gönül dolusu teşekkür etmek istiyorum, gerçekten destekleri müthiş. Üçüncü sezonumuzda da bizi gönülden ve severek destekliyor. Çok çok teşekkür ediyoruz. Tabi bunun yanı sıra Kültür Bakanlığına, Müzeler Genel Müdürlüğüne ve Kayseri Müzesine çok teşekkür ederim. Bildiğiniz gibi genelde karşı tarafta çalışıyorduk. Yüzey araştırması sonucu burayı buldu ekibimiz. Ve müthiş örneklerle karşılaştık. En önemlisi bu kadar fazla hayvan çeşitliliğinin olması bizi çok şaşırttı. Şu anda sadece hala üstteyiz ve alta inmedik, genişletmedik. 3 farklı Bovid türünden yani boynuzlugillerden ceylan, gazel türünden söz edebiliriz. 3 toynaklı atımız var, fil var, zürafa var, gergedan var. Bu kadar çeşidin bir arada yaşaması ve bu kadar güzel şekilde bulunması bizi sevindirdi, heyecanlandırdı. Çalışmalarımız devam edecek.” ifadelerini kullandı.